Not: Film normalde terapi sahnesiyle başlıyor ancak sonrasında anlatıcı bu terapiye nasıl ve neden geldiğini anlatmak için geçmişe doğru gidiyor ancak ben terapi sahnesini tek bir aşamada inceleyeceğim.
Filmin asıl başlangıcında anlatıcıyı bir grup terapisinde görmekteyiz ki buraya da uyku sorununa karşı doktor önerisiyle geldi. Terapide Bob adında birisine moral vermektedir. Bob testisleri alınmış birisidir ve bu süreçte de kendisine moral anlamında yardımcı olacak birilerine ihtiyaç duymaktadır. Bob karakteri filmde ve anlatıcımızın hayatında önemli bir yer tutmaktadır çünkü film boyunca anlatıcının cinsiyet arayışına tanık olmaktayız. Burada kız ve erkek tarafı var ve Bob’un oluşturduğu karakter tasvirini de göz önüne alacak olursak anlatıcı açısından kız cinsiyetine doğru bir kayma gözlemleyebiliriz ki bu filmin ilerleyen dakikalarında daha da belirgin hale gelecek.
Bunun dışında sahne içerisinde arkada bir Amerika bayrağı görmekteyiz. Bu da bize bireylerin toplum içerisinde ne kadar değersiz hale geldiğinin bir göstergesi. Toplum birey için, birey toplum için bir anlam ifade etmemekte. Alt metin olarak Joseph Campbell’den bahsedebiliriz sanıyorum. Modernizmin, şehirleşmenin getirdiği kısıtlamalar insanların mitlere olan erişimini oldukça kısıtladı. Kişiler de buna karşın şehirler içerisinde kendi mitlerini oluşturarak bir çözüm arayışı içine girdiler. Filmin asıl oluşumu olan Dövüş Kulübü de bunun bir dışavurumu olarak karşımıza çıkıyor.
Yine aynı terapi sahnesinde Bob’un anlatıcıya Cornellius diye seslendiğini görmekteyiz. Bunun ile ilgili iki teoriden bahsedebiliriz:
- Cornellius hristiyanlığa adım atan ilk yahudi olmayan kişidir. Cornellius, ruhunu şeytana satmış kişi anlamına da gelmektedir.
- Bir de Papa Cornellius var tabi ki. O da zamanında asıl papa olduğunu göstermek için 60 psikoposun katıldığını bir kilise sinodu topluyor.
Ayrıca anlatıcının hiç bir hastalığı olmadığı halde bu tür terapilere gitmesi hatta terapi bağımlısı olması onun kayboluşunu ve bir arayış içinde olduğunu anlatıyor.