Beyin Gelişimi ve Sosyalleşme

Beyin Gelişimi için Sosyalleşmenin Önemi

Beyin gelişiminin %75’i 0-6 yaş aralığında tamamlanır. Ve bu dönemde öğrenme hızı da diğer dönemlere göre çok yüksek olduğu için kişilerin özellikle 0-6 yaş aralığında aldıkları eğitim, taklit etmeye başladığı kişiler veya davranış şekilleri gibi birçok faktör gelecekte onları etkileyebilecek öneme sahiptir. Ancak bu dönemde ve ayrıca ileriki yaşlarda, yaşlılık zamanlarında da çok önemlidir, özellikle dikkat edilmesi gereken şeylerden birisi sosyalleşme kavramıdır. Sosyalleşme beyin gelişiminde hayati bir öneme sahip olmak ile birlikte kişilerin gelecekteki durumlarını da ciddi bir biçimde etkileyebilir.

İnsanoğlu sosyal bir varlıktır bu yüzden başka kişiler ile temas halinde olmalıdır aksi takdirde yaşamlarını sürdürmek zor bir hale dönüşecektir. Bu alanda bazı uzmanların söylediği sözlerden birisi de bu konuyu özetler niteliktedir: “Diğer insanlar ile iletişim kurmak, beyni tamamen geliştirmek için en iyi yoldur.” Bu sözden de çıkarım yapacak olursak aslında kişiler tam anlamıyla gelişmek için dünyaya farklı pencerelerden bakmalıdırlar. Bu durum da ancak başka fikirler ile karşılaşıldığında ve bu fikirler beyinde tartışma halinde olduğunda anlam kazanır. Çünkü bir duruma karşı her insan farklı ayrıntıları kullanarak yorum geliştirir. Farklı fikirlerin tartışılması da doğal olarak beynin gelişiminde önemli bir rol oynar.

Kişinin beyin gelişiminde belki de hayatını etkileyecek en önemli faktörlerden birisi doğru arkadaşlıklar kurabilmektir, çünkü bu bizim hem zihinsel sağlığımız için olumlu bir şeydir, hem de beynin mümkün olduğu kadar aktif olmasını sağlar. Bu yüzden diyebiliriz ki; sosyal kimseler beyin sağlıklarına iyilik etmektedirler. Sosyalleşerek beyinlerini bilişsel yetersizlikten ve bunamadan korumuş olurlar.

Bu alanda yapılan biyolojik antropolojik araştırmalar da sosyalleşmenin beyin gelişimi üzerindeki önemini göstermektedir ki yapılan araştırmalar sonucunda varılan kanıya göre sosyal ilişkiler olmadan bugün olduğumuz gibi olamazdık. Ancak eskiden olduğu gibi günümüzde de sosyalleşmenin önemini kavramamış olanlar, kendilerini toplumdan soyutlayarak ve toplumdan izole olmuş bir şekilde yaşamaya çalışmaktadırlar ve doğal olarak da bu kişilerin beyin gelişimleri diğer kişilere göre daha uzun sürmektedir. Bu konularda araştırmalar yapan Uzman Daniel White’a göre sosyalleşme beyin gelişiminin gerçekleşmesine izin veren bir olaydır. O toplum hayatının beyin gelişimini desteklediğini iddia etmektedir.

Farklı çevresel ve sosyal koşullar da beyin gelişiminin bu üstün sürecine yardımcı olan faktörlerdir. Bunun sonucunda beyindeki ezberleme yeteneği daha güçlü hale gelir. Ayrıca sosyalleşme insanların dil kullanmasını da sağlar. Bu konu ile alakalı insan beynini diğer maymungillerle karşılaştırdığımız zaman beyin gelişimi için sosyalleşmenin ne kadar önemli olduğunu tekrardan kontrol edebiliriz; bir şempanzenin beyni gebelik dönemi esnasında gelişir ve onların beyinleri doğduklarında tamamen gelişmiş olur. Doğduktan iki yıl sonra şempanzenin beyni bir yetişkin şempanze beyninin boyutuna ulaşır. İnsanoğlunda ise beyin gelişimi gebelik süresince ve doğumdan itibaren ilk iki yılı geçene kadar gerçekleşir. Böylece bizim beynimiz 7 yaşına geldiğimiz zaman bir yetişkin beyni büyüklüğüne ulaşmış olur. Bu süre zarfında ilk sosyal etkileşimi gerçekleştirmek için hazır hale geliriz. Bununla birlikte ise bundan sonra büyümese de insan beyni 25 yaşına kadar şekillenmeye devam eder. Bu süre içerisinde sosyalleşme insan beyninin gelişiminde çok önemli bir rol oynar. (Beyin gelişiminin %75 i 0-6 yaş aralığında tamamlanır ve 25 yaşına kadar da gelişmeye devam eder)

Her ne kadar çocukluk dönemlerinde kişinin sosyalleşmesi önemliyse yaşlılık dönemlerinde de kişinin hem beyin sağlığı açısından hem de hayatını idare ettirebilmesi açısından sosyalleşmeye devam etmesi de önemlidir.

İnsanlar yaşlandıkça, duyguları değişmeye başlar ve daha kırılgan olurlar. Ayrıca günümüzde beyin yaşlılığı diye de tabir edebileceğimiz bir hastalık olan Alzheimer’e yakalanma olasılıkları da artmaya başlar. Bu dönemlerde yaşlı insanların gerek bir yakınının yardımıyla gerekse kendi başına toplum içine çıkması ve sosyalleşmeye devam etmesi çok önemlidir. Özellikle başka kişiler ile kuracağı iletişim beyin sağlığını olumlu yönde etkiler ve Alzheimer’a yakalanma olasılığını da ciddi oranda düşürür. Çünkü daha önce de bahsettiğimiz gibi iletişim demek bir bakıma farklı düşünceler ile bir araya gelmek, bu düşüncelerin kişinin beyninde tartışma halinde olması demektir. Bu da doğal olarak beynin aktif bir şekilde çalışmasını sağlayarak beyni çeşitli mental hastalıklardan korur.

Çocukluk Döneminde Sosyalleşmenin Eksikliğinden Kaynaklanan Negatif Vakalar

Daha önce dediğimiz gibi ilk 6 yaş kişinin beyin gelişiminde hayati bir öneme sahiptir. Bu dönemlerde sosyalleşmenin eksik olması kişiyi birçok yönden olumsuz yönde etkiler; beyin gelişimini bloke eder, gelişimin çok daha uzun sürmesine neden olur… Yani sadece psikolojiye değil, bilişsel sağlık ve motor yeteneklerine de sekte vurur.

Çocukluk dönemi beyin gelişimde kilit nokta olması sebebiyle, çocukluk zamanlarında yaşanacak sosyalleşme problemleri; gelecekte o kişinin yaşamında daha ağır etkilere neden olacaktır. Eğer insanoğlu sosyalleşemezse neler olabileceğine dair bilim dünyasında da büyük yankı yapmış 2 örnekten bahsedeceğiz:

  • Genie adındaki bir çocuk, ebeveynleri tarafından 13 yaşına kadar evde hapsedilmiş bir çocuktur. Ona ne herhangi bir duygusal teşvik, ne de sosyalleşmek için bir fırsat verilmemiştir. Bu da çocuğun dil yeteneklerini kazanmasını engellemiştir, bu yüzden dışarıdan gelen uyarılara karşı, bebeklerin mekanizmaları gibi, sadece belli sesler çıkarmaktadır. 13 yaşında olmasına rağmen, uzmanlar onun üzerinde çalışmaya ve onu tedavi etmeye başlamalarına rağmen, çocukluğunda yaşadığı bu engelden dolayı bir dili kompleks bir şekilde kullanmayı başaramamıştır.
  • Genie vakasına benzeyen başa bir örnek de 1800’lerde yaşayan vahşi çocuk L’Aveyron’dur. 12 yaşında Fransa’nın Aveyron bölgesinde ağaçlara tırmanırken, etrafta çıplak olarak koşarken o bölgenin halkı tarafından bulunmuştur. Tıpkı Genie ’de olduğu gibi konuşamıyor ve hatta bir şempanze gibi yürüyordu. Yapılan araştırmalar çocuğun anne babasının ya onu terk ettiğini ya da o küçükken ölmüş olabileceğini göstermiştir. Bu nedenle de bulunana kadar hiç kimseyle iletişim kurarak sosyalleşememiştir.

Bu iki örnekte de görebileceğimiz gibi sosyalleşme beyin gelişiminde büyük bir öneme sahiptir, belki de sosyalleşme eksikliğinden dolayı kişiler hayatlarını sürdüremeyecek duruma da gelebilirler.

Hikikomori, Kendilerini Toplumdan İzole Eden Japon Gençliği

Sosyalleşme ile ilgili verilebilecek en güzel örneklerden birisi günümüz modern dünyasına ait; Hikikomori… Kısacası kendilerini odalarına kapatmış, kendilerini toplumdan soyutlayan Japon gençliğine verilen ad. Bu terimi ilk olarak Japon psikiyatrist Tamaki Saito 2002 yılında çıkardığı “Hikikomori, İlk Yardım Rehberi” isimli kitabında kullandı. Tamaki Saito, bu kitabında Japon gençliğini gün geçtikçe boğucu ve rekabetçi hale gelen eğitim sisteminin ve iş piyasasının kurbanı olarak odalarına kapanan insanlar olarak tanımladı. Ana sorunun bazı Japon ailelerinde, ebeveynler ve çocuklar arasındaki zayıf iletişim olduğuna da dikkat çekti.

Kaynakça:

Beyin Gelişimi için Sosyalleşmenin Önemi / Kaynakça:

https://aklinizikesfedin.com/beyin-gelisimi-icin-sosyallesmenin-onemi/

https://www.cocukludunya.com/uzman-yazilari/cocuklarda-sosyal-gelisim-surecleri.html

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurper Ülküer Röportajı

Çocukluk Döneminde Sosyalleşmenin Eksikliğinden Kaynaklanan Negatif Vakalar / Kaynakça:

https://aklinizikesfedin.com/beyin-gelisimi-icin-sosyallesmenin-onemi/

Çevir/Translate